17 Ekim 2018 Çarşamba

NAZIM HİKMET VATAN HAİNİ Mİ, VATAN ŞAİRİ Mİ?


NAZIM HİKMET VATAN HAİNİ Mİ, VATAN ŞAİRİ Mİ?

Nazım Hikmet 1902 yılında Selanik’te doğmuş, 1963 yılında Moskova’da ölmüştür. Yani O’nun doğduğu şehirde, öldüğü şehirde Cumhuriyet sınırlarımızın dışındadır.. Annesi Celile Hanım, Babası ise Hikmet Bey’dir.

Nazım’la birlikte 1921 yılında Rusya’ya kaçan Vâlâ Nurettin "Bu dünyadan Nazım geçti" adlı eserinin 32. sayfasında Celile Hanım’ın, büyükbabası olan Mustafa Celaleddin Paşa’nın, BORJENSKİ soyadlı Polonya’lı bir Yahudi olduğunu yazar. Yine aynı eserin 33. sayfasında ise Nazım’ın anneannesinin büyük dedesi olan Müşir Mehmet Ali Paşa’nın da Fransız asıllı bir protestan olduğu kaydedilmektedir. 8 Şubat 1977 tarihli Y.MİLLİ MÜCADELE dergisi bakınız Nazım Hikmetin kimliği hakkında neler yazıyor:

"Aslen bir Yahudi. Anne tarafından büyük dedesi Ferit Mustafa Celalettin Paşa, asıl adı Konstantin BORJENSKİ olan bir Polonya Yahudisi. Baba tarafından büyük dedesi Mehmet Ali Paşa ise Fransız kökenli olup; protestan mezhebine bağlı Magdeburg’lu Y.MİLLİ MÜCADELE dergisi bakınız Nazım Hikmetin kimliği hakkında neler yazıyor:"Aslen bir Yahudi. Anne tarafından büyük dedesi Ferit Mustafa Celalettin Paşa, asıl adı Konstantin BORJENSKİ olan bir Polonya Yahudisi. Baba tarafından büyük dedesi Mehmet Ali Paşa ise Fransız kökenli olup; protestan mezhebine bağlı Magdeburg’lu Karl de Trois soyuna mensup.." Bu gerçek Nazım Hikmet tarafından bir şiirinde şöyle teyid edilmiştir:

Lehistan’dan gelmiş dedelerimden biri...
Göğsümüzü kabartmıyor değil
Dedelerimden birinin lehli oluşu...

NAZIM’A SAHİP ÇIKANLAR

Moskova’da ziyaret ettiği bir sanat okulunun hatıra defterine "Moskova uyanan dünyanın yeni Kabe’sidir. Ben yaptığım bu hac’da yeni imanımın ışıklarını buldum " yazarak komunistliğini Rusya’da tescillettiren Ertuğrul MUHSİN yaşadığı dönemde şüphesiz Nazım’ın en büyük hamisiydi.. Kafatası, Unutulan Adam gibi sonunda yasak kitaplar arasına giren eserler Ertuğrul MUHSİN’ in marifetiyle Şehir Tiyatrosu sahnelerinde günlerce oynamış, o zamanın tek film şirketi olan "İpek Film" Stüdyosunda da Nazım’a vazife verilmesi yine Ertuğrul Muhsin’in tavassutu ile olmuştur.. Nazım’ın hamiliğini yapanlar, O’nun moskovadan azgın bir komunist olarak döndüğünü bilmiyorlar mıydı?

ATATÜRK’ÜN NAZIMIN ŞİİRİNİ DİNLEDİĞİNDE SÖYLEDİKLERİ...

Nazım’ın oldukça basit piyesleri, yoldaşı Ertuğrul MUHSİN’ in sayesinde Şehir Tiyatrolarında gösterime girince bu durum Nazım’a hem para hem de şöhret kazandırmıştı. Üstelik Nazım’ın şöhreti Atatürk’e kadar ulaşmıştı. Atatürk’te Nazım adına yapılan bu geniş reklam ve propagandaya pek iltifat etmediği için: "şunun şiirlerini bir de kendi ağzından plağa alın, getirin bakayım" talimatını verdi. Nazım’ın Hazer ve Salkımsöğüt adlı şiirleri kendi sesinden plağa kaydedilip ATATÜRK’ e getirilmiş, ATATÜRK bu şiirleri dinledikten sonra aynen: "BU ŞİİRLERDE TÜRK MİLLETİNİN HAYATINA KASTEDEN BİR BOMBA VAR" demişti. Atatürk ona ilk notu vermiş, şiirlerinin muhteviyatındaki korkunç maksadı anlamış olmasına rağmen, Atatürk’e yakın olmaya çalışanlar, Atatürkçülüğü kimseye bırakmayanlar, ATATÜRK’ ün bu beyanından sonra bile Nazım balonunu şişirmeye devam etmişlerdir..

NAZIM ATATÜRK’E DE SÖVÜYORDU...

Nazım’ın 28 Kanunsani başlıklı şiiri dikkatle okunduğu zaman her hareket ve her hadisede Atatürkçülük’ten bahseden, bizdeki komunistlerin aslında Atatürk’ün adını bir maske, hatta bir cankurtaran simidi gibi kullandıkları daha iyi anlaşılır.. Nazım’ın ilk ve açık komunist propaganda yapan şiirine birlikte gözatalım...
.........
Trabzon’dan bir motor açılıyor
Sahilde kalabalık
Motoru taşlıyorlar
Son perdeye başlıyorlar
BURJUVA KEMAL’ in omuzuna binmiş
KEMAL KUMANDANIN kordonuna
Kumandan kahyanın cebine inmiş
Kahya adamlarının donuna
Uluyorlar

Hav... hav... hak... tü
............
Nazım Hikmet görüldüğü gibi komunist Mustafa Suphi, Etem Nejat ve arkadaşlarının Trabzon açıklarında motörlü kayıkta öldürülüşlerinden dolayı büyük bir kin içinde .......

NAZIM’IN MOSKOVA HAVA LİMANINDA VERDİĞİ BEYANAT

Nazım Moskova’ya indiğinde kendini karşılayanlara ve Rus resmi haber ajansı İNTER TASS’ a aynen şu şekilde konuşmuştur: "O kadar bahtiyarım ki! Ben bütün hayatımı, idealimi, aşkımı bu muazzam şehre borçluyum. BEN SOVYETLER BİRLİĞİNİN ÇOCUĞUYUM. Bugün memleketimin halkı Amerikan Emperyalistlerinin elinde esirdir. Türk Halkı Amerikan üniforması giydirilerek Kore’ye kaatil olmaya gönderilmektedir. Stalin benim için çok mühimdir. Gözümün ışığı, fikirlerimin kaynağıdır. BENİ STALİN YARATTI.. Her şeyimi ona borçluyum.."

NAZIM’IN AHLAKI

Nazım Hikmet ensest (aile içi cinsel ilişki) ilişkileri savunan meşhur sapık SİGMUND FREUD’ u fazla okuduğunu ve O’nunla çoğu konuda paralel düşündüğünü yakın dostlarına söyleyebilmiştir. Nitekim Nazım annesinden bahsederken:

"Annemin gençliğini çok iyi hatırlıyorum. Aşık olduğum ilk kadındır. Freud’u okudunuz mu? Hayranı değilim fakat doğru gözlemleri var. BEN KENDİ ANNEME AŞIKTIM. Şaşılacak kadar güzel kadındı" demektedir. Herhalde cinsel sapkınlığı olmayan hiçkimse annesi için bu tabirleri kullanmaz...

SON SÖZ

1951 yılında Türk vatandaşlığından çıkarılan komunist Nazım için yapılan kampanyalar şüphesiz ilk değildir ve son da olmayacaktır.. Günümüzde de bu tür kampanyalar devam etmektedir.. Geçmişte Ankara’nın CHP’li Belediye Başkanı Vedat DALOKAY, terörist Deniz GEZMİŞ’ in mezarından aldığı toprağı Moskova’ da Nazım Hikmet’in mezarına koyarak bu işin siyasiler içindeki yolbaşçısı olmuştu..

Geçmişte de, İstanbul Büyük Şehir Belediyesi Eski Başkanı FAZİLET PARTİLİ ALİ MÜFİT GÜRTUNA yaptığı Moskova ziyaretinde NAZIM HİKMET BORJENSKİ adlı bu YAHUDİNİN mezarı başında dua ederek (!), Nazım Hikmet’in mezarını İstanbul’a getireceğini ve ona anıt mezar yaptıracağını söyleyerek O’nun üzerinden siyasi rant sağlamaya çalışmıştır.

Ve nihayet "iade-i itibar" olarak algılanan Türk Vatandaşlığına iadesi de gerçekleşti.

Son sözü ben değil ORHAN SEYFİ ORHON söylesin..

"BU MİLLET ÇOK ESKİ BİR TARİHTEN GELMİŞ, EN ÇETİN MÜCADELE İÇİNDE SAVAŞMIŞ, YOK OLMAMIŞ, HÜR YAŞAMIŞTIR. GENE ÖYLE OLACAKTIR. HİÇ BİR KOMUNİST ŞAİR BUNU DEĞİŞTİREMEZ. ORTADA TABİR YANLIŞI VAR. HÜRRİYET REJİMLERİNDE BU TÜRLÜ ŞAİRLERE VATAN ŞAİRİ DENMEZ, VATAN HAİNİ DENİR!"

KAYNAKLAR:


1-Nazım Hikmet vatan haini mi , vatan şairi mi?
2-8 Temmuz 1976 tarihli Vatan Gazetesi (Şen olasın Nazım Hikmet- Aziz Nesin)
3-1976 tarihli YENİÇAĞ dergisi Nazım Hikmet Özel sayısı (TDKP’ nin Doğu Almanya’ da yayınlanan bülteni)



https://www.facebook.com/ChpliDostlar/posts/nazim-hikmet-vatan-haini-mi-vatan-şairi-minazım-hikmet-1902-yılında-selanikte-do/671698579508238/