İSKİLİPLİ ATIF HOCA VE ŞAPKA İNKILABI
İskilipli Atıf Hoca,Giresunda yargılanıp beraat etmesine karşılık serbest bırakılmaz. Ankarada tekrar yargılanan hocaya idam kararı çıkar.Şapka devrimi, rejim ve alfabe değişikliğinden daha fazla tepki çekti.İstiklal Mahkemesi in zabıtlarına göre Atıf Hocaın şapka inkılabına aykırı olarak inkılap çıkmadan önce yazmış olduğu bir risaleden dolayı asıldığını teyit etmektedir.
(Dünyabülteni)
Şapka kanunu çıkar çıkmaz köprünün iki başı ile anayol kavşaklarına yerleş tirilen polisler fesleri ve feslileri toplamaya başladılar.[1]
Kızılay da fes toplama kampanyasına girişerek topladığı fesleri yoksullara "terlik" yaptırdı.[2]
Türkiye Cumhuriyeti'nde bulunan Asker sınıfının, Diyanet Işleri Başkanlığına bağlı memurların, ülkedeki tüm memurların ve genel olarak sivillerin resmi törenlerde giyecekleri elbiseyi belirleyen bir yönetmelik yayınladı. Resmi merasimde giyilecek kıyafet, ceketatay, siyah yelek ve pantolon olmak üzere frak olarak belirlendi. Bunu önü sert kolalı beyaz gömlek, dik veya uçları kırık beyaz kolalı yaka, beyaz fiyonklu boyun bağı, siyah rugan ayakkabı ya da maskaratları düz rugan iskarpin, silindir şapka, beyaz eldiven, baston veya siyah şemsiye tamamladı.Resmi gecelere veya resmi tiyatrolara ise silindir şapka ile gidilecektir.[3]
İstanbul'da bulunan şapkacılar şapka yetiştirmek için Avrupa'dan "gemiler dolulusu" şapka, (birde Antiemperyalistiz diyorlar) kasket getirdiler. Halkın şapkaya yaptığı akın karşısında (mecbur, kelle gidecek yoksa) Ankara'da şapkacılarda tek bir şapka bile kalmadı.Bu durumu Paul Gentizon "Mustafa Kemal ve Uyanan Doğu" kitabında şu sözleriyle betimliyordu:"Kıtlık günlerinde, bazı saatlerde ekmek fırınlarının önünde olduğu gibi, şapka dükkânları da adeta müşteriler tarafından sarılıyor ve önünde uzun kuyruklar oluşturuluyordu."[4]
KAYNAKLAR:
[1] Cumhuriyet gazetesi, 2 Eylül 1925, sayfa 1.
[2] Orhan Koloğlu, Islamda Başlık, Ankara, Türk Tarih Kurumu Basımevi, 1978, sayfa 95.
[3] Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi, Diyanet Işleri Başkanlığı Katoloğu, 051.V48.13.114.45, (17 Eylül 1925).
[4] Paul Genziton, Mustafa Kemal ve Uyanan Doğu. Çeviren: Fethi Ülkü, Üçüncü basım, Ankara, Bilgi Yayınları, 1995, sayfa, 99
İskilipli Atıf Hoca,Giresunda yargılanıp beraat etmesine karşılık serbest bırakılmaz. Ankarada tekrar yargılanan hocaya idam kararı çıkar.Şapka devrimi, rejim ve alfabe değişikliğinden daha fazla tepki çekti.İstiklal Mahkemesi in zabıtlarına göre Atıf Hocaın şapka inkılabına aykırı olarak inkılap çıkmadan önce yazmış olduğu bir risaleden dolayı asıldığını teyit etmektedir.
(Dünyabülteni)
Şapka kanunu çıkar çıkmaz köprünün iki başı ile anayol kavşaklarına yerleş tirilen polisler fesleri ve feslileri toplamaya başladılar.[1]
Kızılay da fes toplama kampanyasına girişerek topladığı fesleri yoksullara "terlik" yaptırdı.[2]
Türkiye Cumhuriyeti'nde bulunan Asker sınıfının, Diyanet Işleri Başkanlığına bağlı memurların, ülkedeki tüm memurların ve genel olarak sivillerin resmi törenlerde giyecekleri elbiseyi belirleyen bir yönetmelik yayınladı. Resmi merasimde giyilecek kıyafet, ceketatay, siyah yelek ve pantolon olmak üzere frak olarak belirlendi. Bunu önü sert kolalı beyaz gömlek, dik veya uçları kırık beyaz kolalı yaka, beyaz fiyonklu boyun bağı, siyah rugan ayakkabı ya da maskaratları düz rugan iskarpin, silindir şapka, beyaz eldiven, baston veya siyah şemsiye tamamladı.Resmi gecelere veya resmi tiyatrolara ise silindir şapka ile gidilecektir.[3]
İstanbul'da bulunan şapkacılar şapka yetiştirmek için Avrupa'dan "gemiler dolulusu" şapka, (birde Antiemperyalistiz diyorlar) kasket getirdiler. Halkın şapkaya yaptığı akın karşısında (mecbur, kelle gidecek yoksa) Ankara'da şapkacılarda tek bir şapka bile kalmadı.Bu durumu Paul Gentizon "Mustafa Kemal ve Uyanan Doğu" kitabında şu sözleriyle betimliyordu:"Kıtlık günlerinde, bazı saatlerde ekmek fırınlarının önünde olduğu gibi, şapka dükkânları da adeta müşteriler tarafından sarılıyor ve önünde uzun kuyruklar oluşturuluyordu."[4]
KAYNAKLAR:
[1] Cumhuriyet gazetesi, 2 Eylül 1925, sayfa 1.
[2] Orhan Koloğlu, Islamda Başlık, Ankara, Türk Tarih Kurumu Basımevi, 1978, sayfa 95.
[3] Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi, Diyanet Işleri Başkanlığı Katoloğu, 051.V48.13.114.45, (17 Eylül 1925).
[4] Paul Genziton, Mustafa Kemal ve Uyanan Doğu. Çeviren: Fethi Ülkü, Üçüncü basım, Ankara, Bilgi Yayınları, 1995, sayfa, 99
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder