17 Şubat 2013 Pazar

OSMANLICA BAŞKA BİR DİL DEĞIL GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİNİN ANASIDIR



OSMANLICA BAŞKA BİR DİL DEĞIL GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİNİN ANASIDIR

Osmanlıca bin senelik Türk İslâm tarihinin, kültürünün, medeniyetinin, biliminin, felsefesinin oluşturduğu, İslâm harflerini alfabe olarak kabul etmiş bir milletin konuşma ve yazı ...dilidir. Osmanlıca muhteva ve şekil itibariyle birbirinden ayrılmaz üç unsurdan oluşuyor. Osmanlıcanın elbisesi İslâm harfleri, vücudu kelimeler, ruhu kelimelerin manalarıdır.

Dil bir milletin hafızasını, imanını, irfanını kültürünü ifade eden geçmiş ile gelecek arasında köprü kuran önemli bir araçtır. Bir dili anlaşılmaz kılmak belki o millete yapılacak en büyük suikasttır.

Osmanlıca nedir? Osmanlıca demek doğru mudur? Osmanlıca Türkçeden ayrı bir dil midir? Osmanlı döneminde konuşulan Türkçe midir? Edebi Türkçe midir? Bazılarının dediği gibi Türkçenin İslâmileştirilmiş hali midir? İslâm harfleri ile yazılan bir Türkçe midir? Günümüz Türkçesini İslâm harfleri ile yazdığımız zaman Osmanlıca olur mu? Öncelikle şuna karar vermeliyiz; Osmanlıca bir konuşma dili midir? Yoksa bir alfabe meselesi midir?

Osmanlıca bin senelik Türk İslâm tarihinin, kültürünün, medeniyetinin, biliminin, felsefesinin oluşturduğu, İslâm harflerini alfabe olarak kabul etmiş bir milletin konuşma ve yazı dilidir. Osmanlıca muhteva ve şekil itibariyle birbirinden ayrılmaz üç unsurdan oluşuyor. Osmanlıcanın elbisesi İslâm harfleri, vücudu kelimeler, ruhu kelimelerin manalarıdır.
İlhan Ayverdi bir yazısında: “Dil taşıyıcıdır; bir milletin kültürünü, sanatını, îmânını, düşünüş sistemini, yaşayış özelliklerini, sâhip olduğu değerleri dünden bugüne taşıyan kutsal bir nehir gibidir…” demektedir.

İlber Ortaylı Osmanlıcayı şöyle tanımlar:
“Osmanlıca, Avrupa dillerindeki Ottoman, Osmanisch kelimelerinin yanlış çevirisidir. Bir dönemi ve bir üslubu nitelendirmek için yanlış kullanılan sıfat, üstelik bir de isim haline getirilip kavramlaştırılmış ve bilgisizce bir kimlik kompartımanına dönüştürülmüştür. Osmanlıca öyle Fransızca ve Rusça gibi ayrı dil olarak anlaşılamaz, Arap harfleriyle yazılan bir Türkçedir.
Osmanlıca adıyla günümüz de kabul gören Osmanlı Türkçesi özellikle Arapça ve Farsçadan etkilenmekle birlikte özgün bir dil olarak gelişimini sürdürmüştür. Günümüz Türkçesinin de ana kaynağı durumundadır.

Attila İlhan Osmanlıcanın tanımını şöyle yapar: “Osmanlıca, Türklerin yüzyıllar boyunca geliştirdikleri özgün bir dil, Arapçadan da, Farsçadan da yararlanmış, ama ikisi de olmamış; yeni Türk kuşakları Osmanlıcayı anlayabilmelidir ki, gelecekle geçmiş arasındaki köprüyü sağlam kurabilsinler!” Osmanlıcanın özgün bir dil olduğunu yapay bir dil olmadığını ifade eder.

Osmanlıcanın iki yönü vardır. Birisi dili, diğeri elifbası… Dili itibarıyla Edebi Türkçeyi, yazısı itibarıyla Kur’an harflerini ifade eder.

Murat İNCEİMAMOĞLU / Irfan Mektebi(aylık ilmî, edebî, kültürel dergi)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder