Deli İbrahim diye çocuklarımıza lanse ettiğimiz Sultan bile bugünkü Türkiye’nin 20 katından fazla bir Devlet-i Aliyye’yi idare ediyor ve Vatikan’daki Papa’nın günde kaç defa def-i hacete çıktığını takip edebilecek kadar sağlam kulaklara (casuslara-martoloslara) sahip olduğuna dair günümüzde yeni yeni bulunan belgeler, Batılıları bile hayrete düşürmektedir. (5)
1670’li yıllarda bile yani IV. Mehmed devrinde bile, Osmanlı topraklarının en uç noktasındaki Komaniçe Kalesi fethedilmek istenince, casuslar vasıtasıyla kalenin bal mumundan bir maketi yapılıp sultana getirilmiş ve onun üzerinde fetih planları yapılmış, yani Osmanlı o dönemde bile bu derece teknik çalışıyormuş. (6)
Bu sahada en fazla papazlar kullanılmış, yeni bulunan belgeler ışığında Kanuninin, Protestanlığın kurucusu Martin Luther’i, birçok bölgenin idarecilerini bile mortolos olarak kullandığı ortaya çıkmıştır. (7)
Osmanlı, casuslarından aldığı bu kritik bilgileri gerektiğinde icraata dökecek, düşman topraklarının derinliklerinde bile operasyon yapacak, nokta hedefleri vuracak akıncı birliklerine yani bugünkü adıyla özel timlere sahiptir.
Sultan Abdülhamid; Ecdadının bu önemli teşkilatını ihya etmiş, Çin’e, Küba’ya, Singapur’a, ABD’ye Teşkilât-ı Mahsusa elemanları göndermiş, (8) sonradan Yunan Başbakanı olan Venizelos’u bile Osmanlı lehine casus olarak kullanmış, (9) 33 sene devletin çöküşünü ertelemiş ama faturasını tahtını kaybetmekle ödemiştir.
Osmanlı Tarihinde üzerinde az çalışılmış, akademisyen ve araştırmacıların ilgisini çekeceğini düşündüğüm, ayrıca biraz olsun tozunu almak istediğim unutulmaya yüz tutmuş bir konu olan MARTOLOS ları yüzeysel olarak sizlere sunacağım.
Genel anlamda Martoloslar, gerek Osmanlı kaynaklarında gerek ise yabancı kaynaklarda değişik şekilde isimleri geçmekte idi.
Kaynaklarda yaygın olarak Martolos şekli kullanılmasına karşın; Martaloz, Martoloz, Martuluz, Martilos ve Martulos gibi yazılış ve söyleniş şekillerine de rastlanmaktadır.
Martolos kelimesi Balkanlarda, Osmanlı İmparatorluğu hakimiyeti altında; bulunmuş olan milletlerin dillerine de geçmiştir.
Nitekim Sırpça; Martanoş, Martaluzi; Macarca’da Martaloz, Martaloc; Çekçe’de Martaloz ve Martalous şekillerinde kullanılmaktadır.
Martolos kelimesinin menşeinin Grekçe’den geldiği hemen hemen kesindir. Kelime Yunanca ‘’Amartolos’’ (bozulmuş, yolunu şaşırmış anlamında) ya da ‘’Armatolos’’ (Silahlı, Silah taşıyan anlamında)‘dan Osmanlı Türkçesine kısalmış şekliyle “Martolos” olarak geçmiştir.
Martolos kelimesinin adını taşıyan teşkilat, Bizans menşeli olup “Silahlı Nöbetçi, Milis Mensubu” anlamına gelmektedir.
Osmanlılar İmparatorluğu Bizans topraklarını ele geçirmeye başladıkları andan itibaren, yerlilerden bazılarını hizmetlerinde kullanarak bunların silah taşımalarına ve dolaşmalarına izin vermiş, bu yerliler arasında Martoloslar da yerini almıştır.
Osmanlı İmparatorluğu, Balkanları Fethettikleri zaman buralarda yeterli ölçüde Müslüman Türk nüfusu yoktu. Anadolu’da Türk Askeri birlikleri de henüz tam anlamıyla kurulmamış olduğundan, Fetih edilen yerlerdeki yönetici kademesindeki Türklerin, geniş Balkan topraklarında ihtiyaç duydukları İnsan gücü, daha doğrusu asker gücü açığını kapamak zorundaydılar.
Bu Sebepler den ötürü Yönetici Türkler, Balkanlardaki eski küçük toprak sahipleri ve küçük asilzade gruplarını ya yerlerinde bıraktılar ya da yeniden teşkilatlandırdılar.
Bu teşkilatlandırılan gruplardan biride Martoloslar dır.
Martolosların, Osmanlı idari yapısına katılması ise mevcut şartların kabulü, onların eski toplumsal ve iktisadi durumlarının kabulü, kuvvetlendirilmesi ve genişletilmesiyle mümkün olabilmiştir.
Martolosların Osmanlı Devlet yapısı içerisinde bulunmaları tarihi literatür içerisinde değişiklik göstermektedir.
Örnek olarak; Martoloslar, kuruluş devresinde haberci ve casus olarak hizmette bulunurken XV. yüzyılda yapılan değişiklerle akıncı, kale muhafızı, derbendci ve maden bekçisi gibi askeri görevleri bulunan bir teşkilat olarak karşımıza çıkmaktadır.
Martolosların Osman Gazi ile Orhan Bey zamanlarında, mevcut olduklarına dair ilk Osmanlı kaynaklarında bilgiler bulunmaktadır.
Osman Bey döneminde İnegöl tekfurunun, 200 kişilik bir kuvvetle kurduğu pusuyu bir Martolos gelerek Osman Bey’e haberdar etmiştir.
Aşık Paşazade de ise haberci ve casus manasına gelen Martolos’un Orhan Bey döneminde Süleyman Paşanın Rumeli’ye geçerek Konur Hisarı’nı fethetmesi sırasında Gelibolu yöresinden haber getirdiği kayıtlıdır.
Aşık Paşazade, Rumeli’de bir süre kalması sebebiyle, Türklerin hizmetindeki Hıristiyanlar için kullanılan bir terim olan “Martolos” tabirine aşinalığından ötürü, Martolosları açıkça haberci ve casus olarak tanımlamıştır.
XV. yüzyılın ilk yarısından itibaren Osmanlı İmparatorluğu, Martolos teşkilatı üzerinde birtakım değişiklikler yapmışlardır. II-Murad zamanında Martolosların idari sistem içerisine kabul edilmeleriyle mevcut teşkilatlarının genişlediği ve geliştirildiği görülmektedir.
Martolos teşkilatının askeri kimlik kazanması 1421 veya 1438 tarihlerinde yapılan değişiklikle mümkün olmuştur.
Osmanlı İmparatorluğu’nun sınır bölgelerinde gelişmiş ve sağlamlaşmıştır. Askeri Martoloslar XV. yüzyılın ikinci yarısı ve XVI. yüzyılın başında Vidin, Kuzey Sırbistan, Bosna, Dalmaçya ve Arnavutluk havalisinde bulunan hudut boylarında kale muhafızlığı görevini yapmaktaydılar.
Kanuni Sultan Süleyman devrinde Martolosların yalnız hudut boylarında değil hudutların gerisinde de muhafız ve derbendçi olarak hizmet ettiklerini görüyoruz.
1548 tarihli İzvomik Sancağı Kanunnamesine göre Martoloslar, dağlarda ve ormanlarda mesken tutarak, şehir ve kasabaları basacak olan haramilere karşı buraları muhafaza edecek ve emniyetin sağlanmasını temin edecek Martolos (derbend) birliği olarak tesis edilmiştir.
Martolos organizasyonu Bosna ve Dalmaçya havalisinde Sırp-Hırvatlardan, Macaristan’da Macarlardan olduğu gibi her bölgede kendi ahalisinden seçilmiştir.
Seçilenlerin çoğunluğu bölgelerinde küçük toprak sahipleri ve küçük asilzade grupları içerisindeydi. Dini bakımdan Martolosların başlangıçta hemen hemen tamamı Ortodoks Hıristiyan olmasına karşın, sonraları diğer mezheplere’ mensup olanlar da görülmüştür.
Martolosların yönetici kademesinde bulunanlarının Müslüman olmalarına ise dikkat edilmekteydi.
Martolosluk hizmeti ırsi olup babadan oğula geçtigi gibi, oğul yoksa yakın bir akrabaya da geçebilirdi. Hizmete gelmeyen ya da görevini kötüye kullanan Martolosların görevine son verilirdi.
Bu yazının amacı, akademik ve amatör olarak Tarih çalışmaları yapan araştırmacıların, üzerinde az çalışılmış olan ‘’MARTOLOSLAR’’ konusuna dikkatlerini çekmek, yeni araştırmalar yapmaya sevk etmektir.
Saygılarımla
Emrah BEKCİ
Araştırmacı Yazar
KONU İLE İLGİLİ BASILI KAYNAKLAR:
YESEVİ Aylık Sevgi Dergisi Yıl 19 / Şubat 2012 Sayı:218
Atatürk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Ögretim Üyesi.
Halime Doğru, Osmanlı İmparatorluğunda Yaya-Müse//em ve Taycı Teşkilatı,İstanbul1990
Halil İnalcık, Fatih Devri Üzerine Tetkikler ve Vesikalar l, Ankara 1987.
Robert Anhegger, “Martoloslar Hakkında” TM cYII-V/ll, İstanbul 1942,
Mithat Sertogıu, ”MARTOLOS”, Osmanlı Tarih Lügatı, Ankara 1986,
Zeki Pakalın,”Martulos”, Osmanlı Tarih
Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü Il, İstanbul 1986
Milan Vasic; ”Osmanlı İmparatorlııgu’ nda Martoloslar”, (trc.Kemal Beydilli), TD. XXXI,
İstanbııl 1967, s.47-48 , Halil İnalcık - Mevlüt Oğuz, Gazavat-ı Sultan Muroo b.
Muhammed H,m İzladi ve Varna Savaşları Üzerinde Anonim Gazavatname, Ankara 1989,
Şemseddin Sami; “Martolos”, Kamus-ı Türkf. İstanbul
Robert Anhegger, “Martolos”, İA. eYII, İstanbııl 1977
Bilge KESER, A.Ü. Türkiyat Arastumalan Enstitüsü Dergisi Sayı 12
Erzurum 1999 , Osmanlı Devletinde Martoloslar.
Dr. Robert Anhegger, İstanbul Martoloslar Hakkında,
Milan VASİC, Osmanlı İmparatorluğunda Maroloslar.
http://www.merhabahaber.com/Abdullah_Ucar+MIT_ve_Mortoloslar_yazi6153.html